Page 33 - 5_sin_turkce_fasikül_1-36
P. 33

1. Tema                                                                               Süreç Fasikülü - 4

                                                                                                      Test

          10.                                                    11.  Aşağıdaki dizelerin hangisinde betimleyici ifade-
               Odanın  havalandırılmadığı,  içeri  girince  aldığım
               keskin kokudan anlaşılıyordu. Sulanmayan limon        ler yoktur?
               çiçeği boynunu bükmüş, yere doğru bakıyordu.          A)  Kıvrım kıvrım yollar, köprüler, hanlar
               Âdeta bir kurtarıcı bekler gibiydi. Duvarda güçlü        Ovalarda yer yer pulluk, sabanlar
               bir ressamın fırçasından çıktığı her hâlinden belli      Bacalardan tüten isli dumanlar
               bir  tablo  asılıydı.  Tablo,  üzerinde  bulunan  kalın      “Vatan, vatan” diye seslenir bana
               toz tabakısıyla “Üzerimi sil.” diyordu sanki.
                                                                     B)  Bir gemi vardı büyük, beyaz ve upuzun
             Bu metinde aşağıdaki duyu organlarından han-               Gamsız, kasvetsiz, kalender, huysuz
             gisiyle ilgili ayrıntılara yer verilmiştir?                Şarkılar içinde gelir, şarkılar içinde gider
                                                                        Ardında sallanan nice  mendilli elleri üzer
             A) Görme                  B) Dokunma
             C) İşitme                 D) Tatma                                  C)  Dağ başlarında beş on haneli köyler
                                                                        Telgraf direkleri var yollar boyunca
                                                                        Koşuşup durmuş bizle beraber
                                                                        Yükü sırtında bir zavallı karınca

                                                                     D)  Güneş ufuklara saplarken mızrak
                                                                        Şehirlerden uzak, köylerden uzak
                                                                        Geçmiş günlerimi hep unutarak
                                                                        Süslü rüyalara dalasım gelir


         12.  Bazı Nasrettin Hoca fıkralarında “bazı durumlarda insanların istenilen bir işi yapmamak için gereksiz ve saçma bir-
             takım sebepler ileri sürüp bahane buldukları” düşüncesi vurgulanır.

             Buna göre aşağıdaki Nasrettin Hoca fıkralarının hangisinde bu düşünce vurgulanmıştır?
             A)  Nasrettin Hoca bir gün yolda giderken arkadaşlarından biri yanına yaklaşır ve Hoca’ya “Hocam, senden bir
                isteğim var.” diye söze başlar. Hoca, arkadaşının niyetini hemen anlar. Kendi kendine, “Mutlaka yine para iste-
                yecektir.” diye düşünür ve ona, “Benim de senden bir arzum var, gel ilk önce sen onu yerine getir, sonra ben
                seninkini dinleyeyim.” der. Arkadaşı, “Peki Hocam, nedir benden isteğin?” deyince Hoca, “Ne olursun, benden
                borç para isteme de ne istersen iste.” deyiverir.
             B)  Günün birinde komşularından biri Nasrettin Hoca’dan çamaşır ipini ister. Komşunun tavrı Nasrettin Hoca’nın
                hiç hoşuna gitmez çünkü komşu aldığı emaneti geri vermeyen biridir. Hoca, “Komşucuğum, biraz bekle; ben
                ipi bulayım.” der. Bir süre sonra Hoca kapıda görünür. “Vallahi komşum, bizim hanım ipe un sermiş.” der. Bu
                cevaba şaşıran komşu, kızgınlığını gizleyemez ve “Yahu Hoca Efendi! Alay mı ediyorsun sen, hiç ipe un serilir
                mi?” der. Hoca adamı umursamayan bir tavırla cevap verir: “İnsanın canı vermek istemeyince ipine un da serer,
                buğday da.”
             C)  Nasrettin Hoca akşam namazından sonra eve doğru giderken geveze bir adamla karşılaşır. Adam, “Hocam, az
                önce buradan bir tepsi baklava götürüyorlardı.” der. Hoca, “Giderse gitsin, bana ne elin baklavasından.” deyin-
                ce adam, “Yok Hocam, baklava sizin eve gidiyordu.” der. Öfkelenen Hoca, “Be adam! Giderse gitsin, bizim eve
                giden baklavadan sana ne?” diyerek adamı azarlar.
             D)  Günün birinde komşularından biri Nasrettin Hoca’yı yemeğe çağırır. Hoşbeşten sonra sofra kurulur, Hoca da
                tabaktakileri afiyetle yer. Yemek faslı bittikten sonra ev sahibi Hoca’nın önüne kara kovan balından bir tabak
                koyar. Balın kaliteli olduğunu anlayan Hoca, kaşık kaşık balı yemeye başlayınca ev sahibi dayanamaz. “Hocam,
                eğer balı ekmeksiz yersen içini yakar.” der. Hoca, şöyle bir arkaya doğru yaslanır ve ardından da ekler: “Vallahi
                komşu, benim içimin filan yandığı yok; senin için yanıyorsa bilmem.” der.


                                                             7                     4. HAFTA         Türkçe - 5
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38